29 Nisan 2011 Cuma

Zamanyolu...

İçkimin bittiğini görünce barda en çok adım atan çocuğa işaret yaptım. O gece tam onsekiz tane bira içmiştim. Yaklaşık dört saattir buradaydım. Müzik hoşuma gelmişti. Gruplar gelmiş, gruplar gitmişti. Yarım sarhoştum ve tam sarhoş olmama onyedi bira kalmıştı. Beni çalan müzik değil ama düşündüklerim sarhoş ediyordu. Bu ilk kız arkadaşımın lafıydı. Orta 2’ye giderken ilk defa iki tane kırmızı içtiğimde kuzenlerim beni taşırken ve ben tek başıma halay çekerken aşağı inip “Onu içtikleri değil düşündükleri sarhoş etmiştir” diye laf sokuşturması tam olarak benim bulunduğum durumu anlatmaktaydı yıllar sonra. Kafamda resmen “gemide” filminin tabiriyle filler sevişiyordu ve o kadar da iyi niyetli değillerdi. Artık hemen hemen her şarkı bitiminde biram yenileniyordu. Kafam y.rrk gibi olmuştu ki bedenimi barın dışında yürürken buldum. Bu sokaklar bir yandan tanıdık bir yandan da tanımadık geliyordu. Her köşe birbirine benziyordu sanki. Her köşe bir ötekinin türevi gibiydi. Paralel evrenler hakkında düşüncelere sarhoşlama dalmak üzereydim ki yürürken bir elektronik cihazlar satan mağazanın önünde durdum. Gecenin üçü olduğu için elektronik malzemelerden daha çok kendimi görüyordum. Kendim bana gülümsedi ve çocukluğuma döndüm. On yaşındaydım.. Kar yağıyordu ve annem tüm perdeleri sonuna kadar açmıştı yağan karı görebilmemiz için. Dışarıda kimsecikler yoktu bu Anadolu kentinde. Herkes içeriden izliyordu dışarıda yağan biteni. Televizyonda Cenkoray’la Telefunken oynuyordu. İki kolu da izole bantla sarılı atarimiz programın bitmesini bekliyordu. Televizyonda yarışan kadın “oniki” numaralı kutuyu seçip bir adet benden uzun elektrik süpürgesi kazanmıştı. Sonra yüzüğü tellere değdirmeden tamamlama parkuru oyununu kaybetmişti konuk sanatçı. Oyun kasetini siyah çizgili atarimize sokup futbol oyunu oynamaya başlamıştık kardeşimle. Futbolcular topu ellerinde taşıyor ama hakem bunların hiçbirini görmüyor ya da izin veriyordu o zamanlar futbol çok popüler olmadığı için ellerinde taşımasına. Ya kendi kaleme attığım gollerden ya da defansif anlamdaki beceriksizliğimden ötürü hep yeniliyordum kardeşime. Kardeşimle aramızda bu yüzden diyalogsuz küfürleşmeler oluşuyordu. Ben daha çok hareket yapıyordum ve o daha çok gol atıyordu. Vidyomuza Beta ve VHS kasetleri takıp babamın arşivinden kasetler izliyorduk. Filmin adı “İmparatorluk”tu. Ve iki robotun o dönem için anlayamacağımız bir üslup ile birbirlerine temaslarını konu alıyordu film. Mahalleden de çocuklar ile birlikte toplam yedi kişiydik. Kapının açılış sesi ile birlikte bu sayı yalnızlığıma dönüştü. Olmayan çocuk aklım ile halının altına sakladığım babamın arşivinden çıkan kaseti babam bulunca, aynı kasetle dayak yemeye hak kazanmıştım. Yediğim dayağın hüznü ile dışarı kaçan ben bir durakta otobüs beklemeye başladım. Onyedi nolu otobüs geldiğinde “amca çocuklardan para alıyo musunuz?” sorumla şoförün can damarına bastım. Bazıları “yok yenim geç” dediyse de bazıları “evet alıyoruz” dediğinde boynumu yere büktüğümde tam otobüsten inecek gibi yaparken “nereye gidecen bakim sen” diye sorduğunda “belediye evleri, annaanemi ziyarete gideceğim” dediğimde evet dediğine “tamam hadi geç bu seferlik olsun” deyip, bin pişman olup beni otobüsüne alıyordu… Yine öyle bir gün mahallede aylaklaşırken parkın önünde bulunan trafoyu bir kez tavaf ettim ki baktım annaanemlerin mahallesindeki trafonun önündeyim. Nasıl oldu anlamadım… Madem annaaneme gitmek bu kadar basitti ben neden otobüs şoförlerine yalakalık yapıyordum… Annaanem beni görünce çok sevindi. Yuvarlak patates kızartmasından yaptı ve dayılarımın kitaplarını karıştırmama izin verdi… Şimdi yine o günlerde olmak için neler vermezdim diye düşündüğümü düşünürken gözüm buğulandı tekrar ve kendimi gecenin ortasında bir elektronik mağazasının önünde ürünlerine bakarken buldum… “Biz büyüdük ve kirlendi dünya” derken meğersem yalan söylemiyormuş derya abi… Eve kadar kafamdaki derya abiye eşlik ettim. Dün yatılmış ve toplanmamış yatağıma düşüncelerimi giyinip uzandıktan sonra bugünün de kapanışını yapmış bulundum…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder